Hafıza ve kuyu kelimelerinin Kürtçe karşılığı olan bîr, fonetik benzerliği itibariyle başlangıçlara işaret ettiği kadar birlikte düşünmeye ve üretmeye dair de bir motivasyonu formüle eder. bîr, beraberlik zeminlerini çağırırken tekil ve biricik olanı önemsizleştirmekten de kaçınır. Kuyu ve hafıza kelimelerinin bir dilin içinde aynı kelimede buluşmuş olması metodolojik bir istikamet de sunuyor. bîr, biraz da kuyudaki suyu çıkarmayı hedefler.
bîr, Kasım Demiralp’in Bingöl’den başlayarak coğrafyanın farklı katlarına doğru uzanan hikayesinin çeşitli duraklarını ve güzergahlarını ilgiyle takip eden farklı disiplinlerden bir grup araştırmacıdan oluşuyor. Demiralp ailesinin fertleriyle beraber yürütülen bu çalışma, Toprağımda Gül Bitmezse Yazık Olur projesi kapsamında hakikat araştırmalarına nasıl katkılar sunabileceğini sormayı ve bu sorulara yanıtlar aramayı sağlıyor. bîr, Kasım Demiralp’ten kalan arşivsel materyallere çeşitli disiplinlerin yöntemleriyle odaklanıyor ve bu materyallere sorular sorarak kimi yanıt olasılıklarını bulmayı hedefliyor. bîr’in en önemli sorusu şu: Bölgenin farklı zamansal dinamikleri içerisinde bir insanı her anı kaydetmeye, her tanıklığı arşivlemeye yönlendiren isteğin sosyolojik, politik, kültürel bir okuması nasıl yapılır? bîr’in temel hedefi, bu arşivin neyi gösterdiğini ve neyi göstermediğini ele alırken özdüşünümsel bir yaklaşımla Demiralp’in yıllara yayılan arşivleme itkisini tartışmaktır. Bu itkinin büyüttüğü hafızadan toplumsal diyalog, barış ve demokratik değerler adına umutluyuz. Cumhuriyet tarihi boyunca rejimin eşit yurttaşlar olarak kabul etmediği Kürtlerin sivil siyasetle buluşmasının, demokratik zeminleri keşfetmesinin, o zeminlere olan inancını gelecek kuşaklara aktarmasının ve siyasal katılımı çeşitli yüzeyler aracılığıyla yapabilmesinin hikayesi ve ardından gelen kopuş anları arşivin bir kısmında okunaklı hale gelebiliyor. Demiralp’in yaşadığı süre boyunca biriktirdiği materyallerin bütünü, bir mikro tarih okumasına fırsat sunuyor. bîr, bu fırsatı umutvar bir geleceğe doğru yönlendirmek için kolları sıvadı. bîr inisiyatifi, Demiralp’in arşivinden süzülen yerel hikayelerin büyük tarihsel anlatılarla bağlandığı dikiş yerlerini koyulaştırmak, resmi söylemi alaşağı eden kısımlarını ise açığa çıkartmayı hedefliyor. bîr inisiyatifi, Kasım Demiralp Arşivi Projesi ile karşı arşivsel bir pratik ortaya koyarak devlet söyleminin dışındaki arşivsel malzemelerin dile geliş dinamiklerindeki çeşitliliklere odaklanacak. bîr, coğrafyadaki tekinsizliğin içinde çeşitli arayışları kendisine yuva edinen Kasım Demiralp’in kişisel hikayesi aracılığıyla, coğrafyanın kendi zorlu gerçekliklerinin yeniden dile getirilebileceğine olan inancı koruyor.
Neler Yapmak İstiyoruz?
Toprağımda Gül Bitmezse Yazık Olur projesi kapsamında en öncelikli hedefimiz, Kasım Demiralp’in arşivinin sınırlarını tespit ederek envanter listesini oluşturmaktır. Bunun için ailenin çeşitli köy, şehir ve ülkelere dağılmış olan arşivini büyük bir imtina ile bir merkezde toparlamaya çalışıyoruz. Bu aşamanın devamında arşivi ve tüm materyalleri dijital ortama taşıyarak arşivin güvenliğini sağlayacağız. Arşivsel materyaller doğrultusunda üç başlıkta yürüteceğimiz yuvarlak masa çalışmaları hem ufkumuzu açacak hem de arşivin derinliklerine inmemize vesile olacak. Bu kapsamda:
1. Demiralp’in 50 yıllık günlükleri etrafında anı yazımı ve karşı tarihsel kayıt kültürünü merkeze alacağız.
2. Demiralp’in dengbêj kayıtları ve kendi ses kayıtları etrafında sesli-sözel hafızalaştırma modellerini tartışacağız.
3. Demiralp’in fotoğraf albümü etrafında görselleştirme kültürü ve kaydetmenin görsel politikasını konuşacağız.
4. Proje doğrultusunda Kasım Demiralp’in hem biyografisini hem de gözlemlerini ve tanıklıklarını 3 kitap şeklinde okurla paylaşacağız.
5. Projenin arşivsel materyalleri ile Bingöl/Karlıova/Kargapazarı Köyü, Diyarbakır, İstanbul, Paris ve İngiltere’de mobil sergi düzenleyeceğiz.
6. Sergilerin tamamlanmasının ardından bir dijital müze açılarak tüm materyaller bu müzeye yüklenecektir.
7. Tüm çalışmalar kapsamında hem arşivsel materyaller hem de bu materyallerin işleniş sürecine ilişkin bir belgesel çalışması da projenin çıktıları arasında yer alacaktır.
Proje kapsamında üç farklı tarih atölyesi gerçekleştirilecek ve arşivler üzerine kuramsal yaklaşımlar ele alınacaktır. Model bir çalışma olması hedefiyle bilgiyle kurulan ilişkinin fark edilmesine katkı sunulacaktır.
Özet yerine: Kasım Demiralp arşivi, tarihten güncele dair zamana ve tarihe not düşüyor. Demiralp, yaşadığı zaman dilimi içerisinde pek çok şey şeye maruz kalıyor. Bu maruziyet iki konuyu tartışmaya açıyor: İlki, Bingöl ve çevresindeki sosyal psikoloji; ikincisi, tarih etrafında gelişen siyasal inşa süreçleri. Bu anlamda Demiralp bir yanda tanık olarak bize pek çok tecrübe aktarıyor, diğer yandan da bize bugünü de anlaşılır kılabilecek bir arşiv/ miras bırakıyor. Bu miras, insanın, şirazesinin yine insan olacağını büyük harflerle söylüyor.
Kasım Demiralp’in Arşivi’nin Temel Çıktılar
1. Neden Kitap?
Kasım Demiralp’in geride bıraktığı malzemelerin içinde Kürt tarihine ve Türkiye’ye dair birçok belge yer alıyor. Bu belgeler el yazmalarından, günlüklerden, daktilo yazılarından, ses kayıtlarından ve anılardan oluşmaktadır. El yazmalarında kişisel biyografisi, yerel tarihte yaşanmış olaylar ve Kürtçe yazılmış şiirler, yazılar varken daktiloyla yazdığı belgelerde 1925’teki Kürdistan İstiklal Komitesi ve Şeyh Sait Hareketi’ni merkeze alan, öncesi ve sonrasındaki toplumsal-siyasal gelişmeler yer almaktadır. Buna ek olarak Cibranlı Halid, Seyit Rıza’ya ait önemli bilgiler ve 1980 ile 1995’li yıllardaki gelişmeler daktiloyla yazılmıştır. 1990’lı yılları işlediği bölümlerde kendisini ölüme götürmek isteyen JİTEM’le olan karşılaşma anları detaylıca aktarılmıştır. Coğrafyada yaşanan tüm tarihsel gelişmeleri Kasım Demiralp bir nevi “akil insan” rolünü üstlenerek 70 yıllık bağlamı büyük oranda yorum katmadan aktarmaya çalışmıştır. Ses kayıtlarının bir kısmının Almanya’da olması bir parçalılık durumu yaratmış olsa da bu kayıtlarda 1925’teki Şeyh Said Hareketi ve yine 1990’lara kadarki süreci anlatan hiçbir yerde dile getirilmemiş tarihsel değeri yüksek anlatılar vardır. Bir tarihçi olmamasına rağmen Kasım Demiralp’in bu tutumu sorgulanmaya değerdir. Seyit Rıza ve Kürt tarihine mal olmuş önemli isimlerin orijinal fotoğrafları sergide olduğu gibi bu kitap çalışmasında da yol gösterici olacaktır. Arşiv çıktıları, üç farklı kitap -iki Türkçe, bir Kürtçe- şeklinde okuyucu ile buluşacaktır.
2. Neden Sergi?
Sergi kavramının giderek dijitalleştirilmesi ve buna ek olarak fizikselliğini yitirmesinin ardından kimi analog çabaların da görünür olmaya başladığını görüyoruz. Bu sergiyi önermemizdeki amaç hem “minör” bir hikâyeye odaklanmak, hem bu hikâye üzerinden dönemin politik ve toplumsal okumalarını yapmak ve fizikselliğin etkilerini biraz daha tartışmaya açmaktır. Burada sergilemeyi düşündüğümüz materyaller Seyit Rıza’nın ve birçok Kürt liderinin orijinal fotoğraflarının yer aldığı bir albümden kareler olacaktır. Buna ek olarak Demiralp’in 1925 hadisesini kayıt altına almak için kullandığı walkman, ses kayıt cihazı ve kasetler, notlarını aldığı daktilo, 1970’lerde kayıt altına alınan dengbêj sesleri, hayvan derilerine alınan el yazısı notlar ve 50 yıla ait günlükler yer alacaktır. 1839 yılına ait el yazması Kuran ve Melayê Cizîrî’nin el yazması divanının bir nüshası yer alacaktır. Satranç, dürbün ve ahizeli telefona ek olarak kişisel eşyalarının bulunduğu ve yıllardır neredeyse hiç dokunulmamış kişisel eşyalarının bulunduğu bir bavul da sergide izleyicilere sunulacaktır. Uygun görülmesi halinde birçok eşyası sergilenebilecek durumdadır. Burada yer alacak materyaller kişisel birer meta olmaktan ziyade iletişim ve teknolojik araçların dönemin siyasal-toplumsal koşullarına ne yönde etki ettiğini sorgulamaktadır.
3. Neden Belgesel?
Kişisel hikayelerin ilham verici taraflarının gittikçe güç kazanmaya başladığı bir dönem yaşıyoruz. Geride bıraktığı malzemeler Kasım Demiralp’in hayatına büyük önem taşıyorken bu odanın Dostoyevski’nin tabiriyle “ölü bir evden hatıralar” taşıması görmezden gelinemez. Hatıraları kayda almak Demiralp’in ölümle arızalı bir ilişki kurmasına neden olmuştur. Dolayısıyla buradaki temel amaç propagandadan ziyade herhangi bir kimliksel vurgu yapmaksızın bir dünya insanı olarak Demiralp’in bu çabasını sorgulamak, geride bıraktığı malzemelere kişisel bağlamda sanatsal ve felsefi anlamlar yüklemektir. Belgesel büyük oranda Demiralp’e ayrılan hafıza odasını ve arşiv materyallerini kapsayacak olup onun geride bıraktığı belgelere disiplinlerarası bir perspektifle yoğunlaşacaktır. Bu sayede belgelerin işaret ettiği geçmiş; köken, miras, mezar, oda gibi tarihi ve mitolojik referansları içeren bir yapıda olacaktır. Belgesel 10 bölümlük dizi ya da belge-film şeklinde olacaktır. Diyarbakır, Bingöl ve Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Kargapazarı köyünde çekimler yapılacaktır.